" ... UNUTMAYINIZ Kİ SAĞLIKLI BİR KUR’AN ANLAYIŞI … ANCAK SÜNNET’LE MÜMKÜNDÜR …
TACUDDİN EL BAYBURDİ

Müslüman ve Kafirin ölüm şekli


Değerli Müslümanlar … !
şunu asla unutmayınız ki ; bir insanın ölümü yaşantısına uygun olacaktır … Eğer kulun hayatı İslama uygun idiyse canı kolay, değil ise canı zor alınacaktır …

Ve tabiî ki kabir hayatı da aynen buna uygun olacaktır … Rasulullah s.a.v’in haber verdiği gibi kul kabrine konulduktan sonra, sorgu melekleri tarafından Rabb’i, dini ve Nebisi hakkında mutlaka sorguya çekilecektir.

         Allah Rasûlü s.a.v‘in bu husustaki sözlerine gelince ; O şöyle buyurmaktadır :

” Mümin kul. Dünyadan ayrılarak ahirete yönelmek üzere bulunacağı zaman ona beyaz yüzlü melekler inerler. Yüzleri güneş gibidir. Yanların da cennet kefenlerinden bir kefen cennet kokularından bir koku vardır. Ondan, gözün gördüğü uzaklıkta otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve yanı başına oturur. Ona, “ Ey güzel Ruh. Mağfiret ve Hoşnutluğa Çık ”diye seslenir. Ruh, su içerken damlanın ağızdan kaydığı gibi çıkar.Onu alır almaz, diğer melekler bir an bile onu elinde bekletmeden yanlarında getirdikleri kefene ve kokulara sarıp sarmalarlar. Bu ruh yeryüzünde bulunan en güzel misk kokusu gibi bir koku salar etrafına. Onu göğe yükseltirler. Uğradıkları bütün melekler bu güzel kokunun ne olduğunu sorarlar, onlarda falan oğlu falan dır der ve dünyada ki en güzel isimlerinden biriyle anarlar.Dünya semasına varırlar. Ondan kapılarını açmasını isterler, kapı açılır. Her semâdaki mukarreb melekler onu diğer semaya  yolcu ederler. Nihayet yedinci semaya varırlar. Allah,”Kulumun kitabını illiyine yazın ve yeryüzüne geri gönderin, onları topraktan yarattım, ona iade ediyorum ve tekrar ondan çıkaracağım der. Ruhu cesedine döner ve iki melek gelerek onu kabrinde oturturlar.”

Ve ona : Rabbin kim ? derler. Oda Rabbim Allah der. Ona Dinin nedir ? derler. O da din’im İslâm dır der. Bu sefer ona : Şu içerinizden size gönderilen adam kimdir ? derler. O , Allah’ın Rasûlüdür der. Ona, “ Onun Allah’ın Rasulü olduğunu nerden bildin ? derler. Oda , “ Allah’ın kitabını okudum ona inandım ve tasdik ettim” der. İşte bu, yüce Allah’ın “Allah inanları dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde sabit tutar, zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar. ” buyruğudur.

Rasulullah s.a.v devamla şöyle buyurur ; semadan bir nidacı şöyle seslenir : Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir döşek döşeyin, ona cennet’ten bir kapı açın ve ona cennet elbisesi giydirin artık ,ona cennetten rahatlık ve en güzel kokular gelir. Ve onun kabri, gözünün görebildiği kadar genişler . ”

                                                                               Ebu Davud .5.4753.N 

“… Bundan sonra ona, güzel yüzlü, hoş kokulu bir adam gelir ve : “ Sana güzel bir müjde var. Bu sana daha önce va’dedilen bir gündür ” der. Salih kul ona : “ Sen kimsin ? yüzün, hayır getiren bir kimsenin yüzüne benziyor “der. O da “ Ben senin Salih amelinim” der. Salih kul bu sefer : Rabbim kıyameti kopar ki malıma ve ehlime bir an önce döneyim ” der.

“ Artık bu kimsenin kabri yetmiş arşın genişletilir ve aydınlatılır. Ona : “ yat uyu ” denilir. O, aileme gidip haber vereyim mi ? der  Ona tekrar uyumasını söylerler. Ancak en sevgili yakını tarafından uyandırılan damat gibi Allah onu yatağından diriltinceye kadar yatar uyur… “

                                                                                       Tirmizi : 2.1077. N 

Bu mü’minin ruhu, bir kuş olup cennet ağaçlarından beslenir ve ölümden sonra o ruh cesedine geri dönünceye kadar orada kalır.

                                                                                            Nesei : 4.c.2075.N 

Kâfir kişiye gelince, dünyadan ayrılıp ahirete yöneleceği zaman, siyah yüzlü ve ellerinde kıldan dokunmuş elbise bulunan melekler gelir ve onun gözünün alabildiği uzaklıkta otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve başucunda oturur. Sonra ona : “ Ey kötü ruh, Allah’ın azab ve gazabına çık ” diye seslenir. Can bütün organlara yayılır. Islak bir yün yapağısından şişin - veya çalının - çekilip çıkarıldığı gibi onun canı öyle alınır. Bütün  damar ve kasları kopar. Onun ruhunu alır almaz melekler hemen onun elinden onu alır ve kıldan olan pis elbisenin içerisine koyarlar.  O ruhtan, yeryüzünün en kokuşmuş leşinden çıkan koku gibi pis bir koku yayılır. Onu göğe doğru çıkarırlar. Uğradıkları bütün melekler : “ Nedir bu pis koku ?” derler. Onlar’da : Falan oğlu falan, der ve dünya da anıldığı en çirkin isimle anarlar. Dünya semasına gelirler ve  kapının açılmasını isterler, ama kapı açılmaz. Burada Resulullah s.a.v şu ayeti kerimeyi okudu :

“… Doğrusu, Ayet’lerimizi yalan sayıp onlara karşı büyüklük taslayanlara göğün kapıları açılmaz, deve iğnenin deliğinden geçmedikçe de cennet’e giremezler. İşte suçluları böyle cezalandırırız biz. “   Araf : 40.Ay

Sonra yüce Allah : “ Kitabını siccin’e - yani aşağıların aşağısına - yazın ” buyurur. Ve o pis ruh aşağıya atılır. Rasulullah s.a.v tekrar şu ayeti kerimeyi okudu :

“ Allah’a ortak koşan kimse, tıpkı gökten düşüpte kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye benzer. “   Hac : 31.Ay

Bu ruh cesedine geri döner ve iki melek gelip onu kabrinde oturturlar. Ona : Rabbin Kim dir ? derler. O, “ hı, hı, bilmiyorum der. Dinin nedir ? O “ hı, hı bilmiyorum ” der. Peki şu adam - yani  Muhammed - hakkında ne derdin ? diye tekrar sorarlar o’da bilmiyorum. Ben sadece insanların onun hakkında söyledikleri sözü söylüyordum ” der. Ona, “ anlamadın ve uymadın öylemi ? ” deyip sonra, ensesine demir bir balyozla öyle bir vururlur ki, bunun feryadını insanlar ve cinlerden başka yeryüzünde her şey işitir.

Nihayet ona çirkin yüzlü ve pis kokulu bir adam gelir ve “ sana kötü bir müjde, işte bu  sana daha önce söylenen amelindir ” der. O ; “ Kimsin sen ? ” Yüzün, hayır getirmeyen birinin yüzüne benziyor” der. O da ; “ Ben senin kötü amelinim ” diye cevap verir. Bunun üzerine üç defa . “ Rabbim kıyameti koparma der.”

Beyhaki Azabul Kabir : 28.s – Hakim : 1/37 - Ahmed : 4/288 -18063.n 

Artık kabir onun için Rasulullah s.a.v’in diğer bir hadisinde buyrulduğu gibi : Kaburgalarını birbirine geçirecek şekilde daraltılır. İşte bu yüce Allah’ın : “ Kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardır…”  “ Taha : 124 “ buyurduğu şeydir.                                                                                           

Ebu Davud : 5.c.4753.n - İbni Kesir : 10.c.5279.s 

İKİNCİ  HAYAT  … BERZAH  ALEMİ … YANİ KABİR HAYATI 

         Bundan sonra ikinci bir hayat dediğimiz “ berzah alemi ” başlar. Yani kabir hayatı.

Değerli  kardeşlerim …! baştan beri anlatmaya çalıştığımız gibi, kabir hayatı dediğimiz bu olay da yine, insanın dünyadaki yaşantısına uygun bir hayat olacaktır. Bir hadisi şeriflerinde :

“ … Allah Rasûlü s.a.v şöyle buyurmaktadır : Kabir, ahiretin konak yerlerinden ilk konak yeridir. Eğer insan ondan kurtulursa gerisi onun için daha kolaydır. Şayet kurtulamazsa, gerisi daha ağırdır ” ve tekrar şöyle buyurdular : “ Her ne korkunç manzara gördüysem, kabir ondan daha korkunçtur. “

                                            Tirmizi : 4.c.2410.n – İbni Mace : 10.c.4267.n

Diğer bir hadislerinde : Allah Rasûlü s.a.v şöyle buyurdu : Eğer ölülerinizi defn etmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından sizlere işittirmesi için muhakkak Allah’a dua ederdim. “

                                                                              Müslim : 8.c.2868.n

Ve yine Allah Rasûlü s.a.v şöyle buyurur : Ölünün dünyadan alakası kesileceği zaman – kabirdeki - oturma yeri kendisine gösterilir. Cennet ehlinden ise, cennet ehlinden olarak, Cehennem ehlinden ise cehennem ehlinden olarak gösterilir. Ve sonra Allah, “ Kıyamet gününde seni mahşere kaldırıncaya kadar oturma yerin işte burasıdır.” buyrulur. “

                                                                             Tirmizi : 2.c.1078.n

Evet değerli kardeşler … ! İnsanın ahirete yolculuğundaki varacağı bu ilk konağın, ya rahat edeceği bir konak, yada ızdırab çekeceği bir konak olacağı unutulmamalıdır.

İşte bundan dolayıdır ki Allah Rasûlü s.a.v kabir azabından sık sık Allah’a sığınmış ve ümmetine de bu konuda emirler vazetmiştir.

Çünkü, insan her ne kadar tevhid ehli de olsa, bir takım günahlarından dolayı bu konakta sıkıntılar çekebilir.

Hatta Allah Rasûlü s.a.v’in şu hadisi şerifi gösteriyor ki her insanın mutlaka tadına bakacağı bir kabir sıkması  vardır.

“ … O şöyle buyurmaktadır : Kabrin muhakkak ki şiddetli bir sıkıştırması vardır. Eğer ondan kurtulacak olan olsaydı, Sâd b.Muaz olurdu. “

Ahmed : 6/55-98 - C.Sağir : 3.c.1327.n - Heysemi : 3/46.4255.n - S.Sahiha : 1695.n

Tabi ki burada bahsi edilen kabir sıkmasının kısa sürdüğünü, kabrinin onu sıkıştırdıktan sonra tekrar genişletildiği anlatır.

                                                                                  Nesei : 4.c.2057.n

 Bu da neyi gösteriyor değerli kardeşlerim …? Bu da gösteriyor ki, insan Tevhid ehli dahi olsa, yaşantısındaki bazı günahlarından dolayı, Allah onu dilerse kabrinde cezalandırabilir.

“ … Rasulullah s.a.v buyurduki : İdrardan korununuz, çünkü kabir azabının geneli ondandır. ”

Dâre Kutni : 1/127 - El-İrva : 1/310-280.n 

“ … Peygamber s.a.v  iki kabrin yanından geçerken şöyle dedi : Bu iki kabrin sahipleri azap olunuyorlar. Halbuki bu azabları büyük bir şeyden dolayı da değildir. Bunlardan biri koğuculuk eder di, diğeri de idrarından sakınmazdı …“

Buhari : 3.c.1300.s - İbni Mace : 1.c.347.n 

“ … Ve yine Allah Rasulü s.a.v’in haber verdiği gibi : Ölen bir kimsenin borcundan dolayı azap gördüğü ve akrabası tarafından bu borç ödenince “ işte şimdi onun derisi serinlemeye  başladı ve borcu ödendiği içinde azap kaldırılmış oldu. “

 Hakim : 2/58 - K.Cenaiz :14 - Tayalisi : 1673 - Heysemi : 3/39 - Ahmed : 3/333

Kâfirin kabir hayatına gelince, elbetteki bunun, inananların kabir hayatından çok farklı bir şekilde olacağı açıktır.

         Allah’u Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır :

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى

“ Kim de benim zikrimden yüz çevirirse onun için dar bir geçim vardır. Kıyamet günün dede onu kör olarak haşrederiz. "   Taha : 124.Ay

            Bu Ayetin tefsiri ile alakalı bir hadislerinde Allah Rasûlü s.a.v şöyle buyurur :    

“… Onun için dar bir geçim vardır..” buyruğu,  “ Kabir azabıdır ” dır.

                                                                 İbni Kesir : 10.c.5279.s 

         Yine bir Ayeti Celile de şöyle buyrulur :

“ Fravun ailesine azabın en kötüsü kuşattı. Sabah akşem ateşe  sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de,fravn ailesini azabın en çetinine sokun denilir. "  Mü’min : 45 - 46.Ay

“ … Allah Rasûlü s.a.v yine bir hadislerinde şöyle buyurur : Yahudi kabilesi, kendi kabirleri içinde azab olunuyor.”

                                   Buhari : 3.c.1299.s - Müslim : 8.c. 2869.n

Evet değerli kardeşlerim … ! bütün bunlar gösteriyorki, kâfirin kabir hayatı çok şiddetli ve çok korkunç manzaraların yaşandığı bir hayat olacaktır.

         Allah’u Azze ve Celle bütün tevhid ehli muvahhidleri kabir azabından korusun…

Amin

                              Tacuddin el Bayburdi

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol