" ... UNUTMAYINIZ Kİ SAĞLIKLI BİR KUR’AN ANLAYIŞI … ANCAK SÜNNET’LE MÜMKÜNDÜR …
TACUDDİN EL BAYBURDİ

İlmiyle amil olmayan davetinde tesirli olamaz


Ey Müslüman … !
şunu asla unutma ki ; ilmiyle amil olmayanların karşılaştıkları olumsuz yönlerden birisi de, davetlerinde tesirli olamamalarıdır…

Çünkü söz ve amel uygunluğu davetin bel kemiğini oluşturur… Davet edilen için yolun ayrıldığı nokta burasıdır desek inanın mubalağa etmiş olmayız.  Söz doğru davetçi  samimi de olsa, dinleyici için bundan daha önemli olan, davetçinin anlattığı şeylerle amel edip etmemesidir.

Dinleyici ister istemez bu konuda şöyle düşünebilir ;


Bu kimse anlattıklarının doğru, haklı, faydalı olduğuna inanıyorsa neden kendisi bunları uygulamıyor … ? …  Değilse neden bunları başkasına anlatıyor … ?  Normal olarak bir dinleyici, bu sorunun cevabını aramaktan kendisini alamaz…


{ … Dahhak, İbni Abbas’tan nakleder ki ; adamın biri İbni Abbas’ın yanına gelerek ; ey İbni Abbas, ben sana mağrufu emretmek ve münkeri nehyetmek istiyorum der. İbni Abbas bu noktaya ulaştın mı ? dediğinde o da, umarım ulaştım der. İbni Abbas, Allah’ın kitabından üç Ayet’i açığa çıkarmaktan korkmazsan bunu yap der. O da, nedir o Ayet’ler … ? diye sorduğunda İbni Abbas şu Ayet’leri okur :

“ Yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz ? Yapmadığınız şeyleri söylemeniz Allah indinde büyük bir günahtır “  ... Saff. 2-3.Ay.

Bu hükmü iyice yerine getirdin mi dediğinde, o hayır der. Sonra üçüncü Ayet’i okur. Bu Sali bir kulun – yani Şuayb a.s’ın – sözüdür.

 “ Sizi nehyettiğim konuda size aykırı davranmak istemem “ ... Hud : 88.Ay.

 Bu Ayet’i iyice okudun mu der. O da hayır deyince İbni Abbas, öyleyse sen kendinden başla, buyurdular " ... İbni Kesir : 2.C.325.s

 Bu rivayette de görüldüğü gibi, ilmiyle amil olmayanların davetleri tesirli olamaz. Öyleyse basiretli bir müslüman her şeyden önce bildikleri ile amel eden ve sonra da ona davet eden birisi olmalıdır.

Yani hayrı emreden bir müslüman, o hayra en önce kendisi koşmalıdır.Bununla beraber, şerri nehyeden bir Müslüman da, o şerden ilk önce kendisi uzak durmalıdır.

Hulasa bir Müslüman ağzından çıkan sözün canlı bir tercümanı ve konuştuğunun da muşahhas bir numunesi olmadıkça, söylediğinin samimi ve hakiki temsilcisi sayılmaz. Ve bu kimseye doğru düzgün itimad eden de bulunmaz.

                                                                        Tacuddin el Bayburdi

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol