" ... UNUTMAYINIZ Kİ SAĞLIKLI BİR KUR’AN ANLAYIŞI … ANCAK SÜNNET’LE MÜMKÜNDÜR …
TACUDDİN EL BAYBURDİ

İman imtihanı gerektirir


Değerli kardeşlerim … !
bilindiği gibi bu dünya hayatı, ebedi hayat yurdu olan ahiretin gerek saadet bölümünü ve gerekse şekavet bölümünü kazanmak için insanoğluna verilen geçici bir sermayedir…

Kendisine iyi ve kötünün tarif edildiği bir hüccet ikamesinden sonra, Ademoğlunun bu imtihan salonundaki sınavı başlar...

Artık iyiği de kendi isteği ve arzusu ile tercih etmiş olur, kötüyü de kendi isteği ve arzusu ile tercih etmiş olur… Diğer bir ifadeyle ; helakına vesile olacak şeyleri de kendi istek ve arzusu ile seçmiş olur, kurtuluşuna vesile olacak şeyleri de kendi istek ve arzusu ile seçmiş olur.

       Rabbimizin bir Ayet’i Celile’sinde buyurduğu gibi :

 لِّيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَن بَيِّنَةٍ وَيَحْيَى مَنْ حَيَّ عَن بَيِّنَةٍ  

“ …Ta ki, helak olan da apaçık bir delilden dolayı helak olsun, hayat bulan da apaçık bir delilden dolayı hayat bulsun …. “   Enfal : 42.Ay

1 = İMAN EDENLER, MUTLAKA İMTİHAN EDİLİRLER

Değerli kardeşlerim … ! bugün sizler için üzerinde durmaya çalışacağım mevzu, helak olmayı değil de kurtulmak için hakkı kabul edip imanı tercih etmiş olan kimselerin bu yoldaki imtihanları konusudur…

Konu başlığı olarak zikrettiğimiz gibi , “ iman muhakkakki imtihanı gerektirir “ Yani, iman edenler veya iman ettiğini söyleyenler - şunu peşinen kabul etmeleri gerekir ki - muhakkak imanlarının değerine ve derecesine göre bir imtihandan geçmek zorundadırlar…

Çünkü Allah’u Azze ve Celle’nin bu konuda muhakkakki gerçekleşmesini istediği bir sünnetullahı vardır… Kendisinin de bir Ayet’i Celile’sinde buyurduğu gibi :

أَحَسِبَ النَّاسُ أَن يُتْرَكُوا أَن يَقُولُوا آمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ

“ İnsanlar yalnız  “ iman ettik “ demekle, hiç imtihan edilmeden başı boş bırakılacaklarınımı zannediyorlar. "  Ankebut : 2.Ay

       Ve devam ediyor Rabbimiz, buyuruyor ki :

وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللَّهُ الَّذِينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبِينَ

“ Andolsun ki biz, onlardan öncekilerini imtihan ettik. Elbetteki Allah - bu imtihanla - doğruları da bilecek, yalancıları da bilecektir. “

                                                                                                                 Ankebut : 3.Ay

İşte bu ve emsali Ayet’ler, iman ettiğini söyleyen herkesin mutlaka bir imtihandan geçeceğini bizlere açıkça anlatmaktadır… Nedeni ise ;   

Ayet’i celile’de ifade edildiği gibi, Allah’u Teala bu imtihanla iman iddiasında bulunan kullarının doğruluğunu ve yalancılığını isbat etmek içindir…

Değerli kardeşlerim … ! unutmayın ki Allah’u Azze ve Celle insanları bir çok vesilelerle imtihan edebilir.

2 = ALLAH KULUNU KENDİSİ GİBİ İMAN EDEN İNSANLARLA İMTİHAN EDEBİLİR

Yani, onları dost edinip edinmeyecek mi, onlara maddi ve manevi olarak yardımcı olup olmayacak mı veya onlardan gelen eziyet ve sıkıntılara karşı sabırlı olup olmayacak mı diye bir çok şeyle imtihan edilebilir insan.

       Bakınız Rabbimiz bu hususta ne buyurmaktadır :

“ Yoksa siz Allah’ın, içinizden cihad edenleri, Allah'tan, Resûlün’den ve mü'minlerden başkasını kendisine dost - edinip - edinmeyenleri - imtihan ederek - ortaya çıkarmadan sizi bırakacağını mı sandınız ?... “

                                                                                                                   Tevbe : 16.Ay

“ … Ebu Hureyre r.a dan gelen bir hadislerinde Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : ” Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Bir birinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız da bir birinizi seveceğiniz bir ibadeti size haber vereyim mi ? Aranızda selamı yayınız. “

Müslim : 1.c.54.n – Ebu Davud : 5.c.5193.n - Tirmizi  : 4.c.2828.n – İbni Mace : 1.c.68.n

“ … Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurur : “  İki kimseden birinin ilk işlediği günah - suç veya hata -  bunların arasını ayırmış ise, bu ikisi Allah için yahut İslam için bir birlerini sevmiş değillerdir “

Buhari Edebü’l Müfred : 1.c.401.n

3 = ALLAH  İNSANI  ŞİRK  VE  KÜFÜR  EHLİ  KİMSELER İLE  İMTİHAN  EDEBİLİR

Yani, kafir ve müşriklerden kaynaklanan bir takım vahim durumlarla Allah, inanan bir kimseyi imtihan edebilir.

Çünkü bilinen bir gerçek var ki, insanların hepside iman etmiş kimseler değillerdir. Dolayısiyle iman etmiş olanlara karşı, iman etmeyenlerin düşmanlıkları açıktır… Bu düşmanlığın da hiçbir zaman ortadan kalkmayacağına göre, tabii olarak bu din ve onun mensuplaları, düşmanlarının saldırılarına maruz kalacak ve onlardan eziyet verici laflar-sözler işiteceklerdir.

       Rabbimiz bu hususta  şöyle buyurmaktadır :

“ Andolsun, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan edileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden de bir çok eziyet verici ( laflar ) sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız bu azme değer şeylerdendir.”   Ali İmran : 186.Ay

إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ  يُخَوِّفُ  أَوْلِيَاءهُ  فَلاَ تَخَافُوهُمْ  وَخَافُونِ إِن كُنتُم  مُّؤْمِنِينَ

“ Muhakkakki şeytan dostları ile - sizleri - korkutur. Eğer gerçekten iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın benden korkun. “

                                                                                                             Ali İmran : 175.Ay

Öyleyse iman ettiğini söyleyen basiretli bir Müslüman, dinini ve imanını korumak için düşmanlarının çeşitli saldırıları ve incitici sözleri neticesinde ortaya çıkabilecek vahim durumları sabırla karşılayıp ve onlara mukavemet etmek zorundadır…

Ve unutmayalım ki Allah’u Teala’nın bu konudaki imtihanını kazanmak için bir müslümanın her şeyden önce ;

Allah’ın izni olmadan hiç kimsenin bir başkasına zerre kadar ne bir faydası ve ne de bir zararı asla dokunamaz “ inancına sahip olması gerekir.

       Rabbimiz bu konuda kerim kitabında şöyle buyurur :

“ Allah sana bir zarar dokundurursa, o zararı yine kendisinden başka kaldıracak kimse yoktur. Eğer sana bir hayır dokundurursa, - ona da mani olacak kimse yoktur - Çünkü O, her şeye kadirdir. “   En’am : 17.Ay

“ … İbni Abbas r.a dan. Dedi ki : Bir gün Rasulullah s.a.v’in arkasında idim. Bana dedi ki :  Ey delikanlı ! Sana birkaç kelime öğreteceğim - bunları iyi belle - : “ Allah’ın emir ve yasaklarını gözet ki, Allah’ta seni gözetsin. Allah’ın emir ve yasaklarını muhafaza et ki,O’nu karşında bulasın. İsteyeceğin zaman Allah’tan iste.Yardım taleb edeceğin zaman, Allah’tan yardım taleb et. Bilmiş ol ki bütün ümmet,her hangi bir hususta sana fayda vermek için bir araya gelmiş olsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği hususta sana yararlı olabilirler.

Aynı şekilde yine, sana her hangi bir hususta zarar vermek için bir araya gelmiş olsalar,ancak Allah’ın senin aleyhinde takdir ettiği bir hususta sana zarar verebilirler. Artık kalemler kalkmış sayfalar dürülmüştür. “

                                                                        Tirmizi : 4.c.2635.n – Ahmed Müsned : 1 / 303-307

4 = ALLAH  İNSANI  EN  YAKINI  OLAN  ÇOLUK  ÇOCUĞU  İLE  İMTİHAN  EDEBİLİR

“ … Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : Muhakkakki insan, malı, hanımı ve çoluk çocuğu hususunda imtihan edilir. “ 

Suyuti Camiu’s Sağir : 2.c.1311.n

“ … Ebu Hureyre r.a dan. Dedi ki : Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurdu : Mü’min ve Mü’mine, üzerinde her hangi bir günah kalmaksızın Allah’a kavuşuncaya kadar gerek nefsinde, gerek çoluk çocuğunda ve gerekse malında bela kendisinden ayrılmaz. “

                                                                                                              Tirmizi : 4.c.2510.n

“ … Ebu Said el-Hudri r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Çocuk gönlün meyvesidir. Onlar ; korkaklık, cimrilik ve hüzün nedenidirler. “

                         İbni Mace : 9.c.3666.n – Ahmed Müsned :  4 / 173 – Ebu Ya’la : 2 / 305

Yani, insanoğlu çoluk çocuğuna olan bağlılığı ve sevgisi yüzünden malını hayır yollarına harcamaktan geri kalarak cimri olabilir. Çoluk çocuğuna daha fazla mal mülk kalsın diye cimrilik yapabilir. Çocuğunun babasız kalma korkusu ile, Allah yolunda mücadeleden ( Cihad’tan ) geri kalabilir… Bununla beraber, çoluk cocuğuna isabet eden bir takım musibet ve belalardan dolayı da hüzünlenebilir… Dolayısıyla, bir imtihan vesilesi olan çoluk çocuğu insanın korkaklığına, cimriliğine ve hüzününe vesile olur…

5 = ALLAH’U  TEALA  İNSANI , CANI  VE  MALI  HUSUSUNDA  İMTİHAN  EDEBİLİR 

Bakınız Rabbimiz bu hususta kerim kitabında neler zikretmektedir :

“ Andolsun biz, sizi biraz korku, açlık, mallarınızdan, canlardan ve ürünlerinizden eksiltmekle imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele. “

                                                                                                                Bakara : 155.Ay

“  Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin durumu başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız ? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuş ve öylesine sarsılmışlardı ki, sonunda Peygamber ve beraberinde olan mü'minler ; " Allah'ın yardımı ne zaman ? " diyecek olmuşlardı. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. “

                                                                                                                Bakara : 214.Ay 

Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : Her ümmetin bir imtihan vesilesi vardır, bu ümmetin imtihanı ise mal iledir. “

                                              Tirmizi : 4.c.2439.n – Camiu’s Sağir : 2.c.1340.n – Ahmed Müsned :  4 . 160

“ … Allah Rasulü s.a.v yine şöyle buyurmaktadır : Muhakkakki insan, malı hususunda imtihan edilir. “

                                                                                                Camiu’s Sağir : 2.c.1311.n

“ … bu Said el-Hudri r.a dan. O şöyle demiştir : Peygamber s.a.v humma hastalığından dolayı yatakta iken yanına girdim. Sonra elimi onun üzerine koyunca hararetini örtünün üzerinden ellerimde hissettim. Ve dedim ki :
- Ya Rasulallah ! ateşinin şiddetine hayret ettim. O buyurdu ki :

- Biz - peygamberler - böyleyiz. Bizim için bela kat kat fazla olduğu gibi onun sevabı da kat kat fazla olur. Ben dedim ki :

- Ya Rasulallah ! hangi insanlar en şiddetli belaya uğrarlar ?.Peygamber s.a.v:

- Peygamberler , buyurdu. Ben :

- Ondan sonra kimlerdir ? dedim. Rasulullah s.a.v buyurdular ki :

- Sonra Salih insanlardır. Onlardan her hangi biri öğle ciddi bir fakirliğe mübtela olur ki, büründüğü abadan başka bir şeyi bulamaz. Ve birinizin mutlulukla sevindiği gibi onlardan her hangi birisi belaya uğramakla cidden sevinir. }

                                                                                                      İbni Mace : 10.c.4024.n

6 = ALLAH KULUNU BİR KADINLA İMTİHAN EDEBİLİR

Değerli Müslüman erkek kardeşler … ! şunu asla unutmayınız ki imtihan konusunda kadının çok büyük ve etkili bir rolü vardır …

İşte bundan dolayıdırki Allah Rasulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :

“ Benden sonra erkekler için kadınlardan daha büyük bir fitne - yani imtihan vesilesi - bırakmadım “

Buhari : - Müslim : zikr : 26 – Ahmed : 5 / 200 – İbni Mace : 3998.n

         Rabbimiz kerim kitabında buyurur ki :

“ Kadınladan, oğullardan, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşten, salınmış atlardan - bineklerden - davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü gösterildi. Bunlar sadece dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak yer ise Allah’ın yanındadır “

                                                                                           Ali İmran : 14.Ay

“ … Ebû Saîd r.a anlatıyor : Rasûlullah s.a.v buyurdular ki : Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadından da sakının ! Zîra Benî İsrâil'in ilk fitnesi kadın yüzünden çıkmıştır. "

Müslim : Zikr 99, 2742 – Tirmizî : Fiten 26, 2192 - İbnu Mâce : Fiten 19, 4000

7 = ALLAH  İNSANI  BİR TAKIM  MUSİBET VE BELALARLA İMTİHAN EDEBİLİR

        Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır :

“ Her nefis ölümü tadacaktır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz mutlaka bir gün bize döndürüleceksiniz.”

                                                                                                                  Enbiya : 35.Ay 

“ … Sa’d bin Ebi Vakkas r.a dan. O şöyle demiştir : Ben Resulullah s.a.v’e :
- Ya Rasulallah ! hangi insanların başına gelen bela ve musibetler daha şiddetli olur ? dedim. Resulullah s.a.v :
- Peygamberler. Sonra, sırasıyla Allah katında rütbece en üstün olanlar. Buyurdular. - Ve devamla buyurdular ki - : Kul, dindarlığının keyfiyetine göre belaya uğrar. Eğer dininde kuvvetli ise, belası o derece şiddetli olur. Şayet imanında gevşeklik, zayıflık olursa, o derecede bir bela ve müsibete uğrar. - Unutmayın ki - Bela kuldan ayrılmaz. Nihayet kul,üzerinde hiçbir günah kalmayarak yeryüzünde dolaşmaya başlarsa,işte o zaman bela da onun peşini bırakır. “

İbni Mace : 10.c.4023.n - Tirmizi : 4.c.2509.n – Darimi Sünen : 6.c.2786.n - Hakim :1 / 40 -  41 – el Albani Silsiletü’s Sahiha : 43.n – Ahmed : 1 / 172-174

İşte zikretmiş olduğumuz bu Ayet’i kerimeler ve Hadisi şerifler, Allah’u Azze ve Celle’nin iman eden kulları hakkında, imtihan edilmeleri için koymuş olduğu bir sünnetullahının açık delilleridir.

İman ettiğini söyleyen her Müslüman, deyişmesi mümkün olmayan bu ilahi sünnetullaha göre, yaşamakta olduğu bu dünya hayatında bir takım bela ve musibetlere maruz kalarak, bunların acısını az veya çok - imanının değerine ve derecesine göre - kendi nefsinde görecektir…

Allah’u Azze ve Celle, gerek Ayet’i kerimelerde ve gerekse Hadisi şeriflerde kafir fitnesini , açlık fitnesini , korku fitnesini , mal fitnesini , can fitnesini, Kadın fitnesi ve evlat fitnesini  birbiri ardına sayarken bunları, iman edenleri denemek, onları imtihana tabi tutmak ve onların bu vesilelerden kaynaklanan sıkıntılar karşısında ne derece sabır gösterip imanlarını muhafaza edip edemeyeceklerini ölçmek için birer vesile kılmıştır…

Eğer iman edenler, sadece iman ettikleri için bu musibet ve belalardan muaf tutulmuş olsalardı, iman etmenin değerini ve tadını anlamaktan mahrum kalacakları gibi, kendilerine bildirilen bu yoldaki işaretlerden de habersiz olurlardı… Dolayısıyla, imanlarını mudafa ve muhafaza hususunda bir gayret sarfedemezlerdi…

Öğleyse iman ettiğini söyleyen her Müslüman, bu sorumluluğun şuurunda olması ve elde ettiği imanını korumak için karşılaştığı musibet ve belalarla mücadele etmesi gerekir…

Aksi halde inananlardan kaynaklanan fitne ve fesat,  kafir ve müşriklerin fitnesi, can ve mal fitnesi, kadın fitnesi, evlat fitnesi gibi vesileler, onun isyan etmesine, Allah’ın emir ve nehiylerine ters düşmesine, hatta öyle olur ki dininden İmanından yüz çevirmesine dahi sebeb olur… İşte bu hadise Ayet ve Hadislerde bildirilen imtihanın asli konusunu teşkil eder.

İnsan ne çeşit fitne, fesat, musibet ve bela ile karşılaşırsa karşılaşsın, ancak ona sabredebildiği zaman imanını koruyup imtihanı kazanabilir.

Öyleyse bu hususta sözü daha fazla uzatmadan şunu açıkça ifade etmek gerekir ki ;

Müslüman bir kul imanı elde ettikten sonra, onu sağlıklı bir şekilde koruyabilmesi için bütün mücadelesini onun yolunda harcaması gerekir… Çünkü iman’dan sonra imtihan başlıyor.   Hatta Hadisi şerifte de zikredildiği gibi bu zorluk, - yani imanı muhafaza hususundaki zorluk -  kor ateşi elinde tutar gibi bir zorlukta olmuş olsa, onu muhafaza etmesi gerekir insanın “

“ … Ebu Hureyre r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Şiddetli bir şekilde yaklaşan fitne sebebiyle vay arabın haline. O günlerde insan mü’min olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaatleri ile değiştirirler. İşte böyle zamanda dinlerinde sabit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler. “

Ahmed : 2 / 390.8829.n -  Mişkatu’l Mesabih : 5404.n el Albani tahkikli

8 = İMTİHAN OLAYINDA SABRIN ÖNEMİ    

Buraya kadar anlattıklarımızın yanı sıra, isterseniz bir de imtihan olayında sabrın öneminden bahsedelim … Çünkü bu olayda hayırlı bir neticeyi yakalamak, ancak sabırla mümkündür…  

Değerli  kardeşlerim … ! İmtihanı kazanmak için her şeyden önce iman eden bir kimsenin, imtihan edildiğinin farkına varıp o hususta sabırlı davranmasıdır…

Rabbimiz Allah’u Teala bir çok Ayet’i celilesinde  :  وَبَشِّرِالصَّابِرِينَ   “ Sabredenleri müjdele “ buyrukları ile sabrın öneminden bahsetmiş ve sabredenleri de seveceğini haber vermiştir …

“ … Allah, sabredenleri sever. “  Ali İmran : 146.Ay

“ … Suheyb r.a dedi ki : Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mü’minin işine hayret ederim ! Çünkü onun her işinde hayır vardır. Bu mü’minden başkası için geçerli değildir. Ona bir iyilik isabet eder, o buna şükreder bu onun için bir hayır olur. Ona bir darlık ve sıkıntı isabet eder, o buna sabreder bu da onun için bir hayır olur. “

                                                                                                             Müslim : 8.c.2999.n 

“ Öyleyse, Rabbinin hükmüne sabır göster…… “  İnsan : 24.Ay

9 = İMTİHAN  OLAYINDA SABIR, GÜNAHLARA  KEFARETTİR  

Değerli kardeşlerim … ! unutmayınız ki imtihan olayında karşılaşılan musibet ve belalara sabır göstermek ; kulun imtihanı kazanacağı gibi, onun günahlarına da kefaret olacaktır…

“ … Ebu Hureyre r.a dan. O şöyle dedi : “ Her kim bir kötülük işlerse onunla cezalanır “  “ Nisa : 122. “  Ayet’i celilesi nazil olunca, bu Ayet Müslümanlara çok şiddetli geldi. Bunun üzerine Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular :

- Amellerinizde ifrad ve tefrid yapmayarak orta bir yol tutunuz ve daima doğru olanı kasdediniz. Müslümanın musibetlendiği her şeyde bir kefaret vardır. Hatta kişinin maruz kalacağı bir ayak tökezlemesinde ve kendisine batacak bir diken de bile. “

Müslim : 8.c.2574.n - Tirmizi : 5.c.3228.n

“ … Ebu Said el-Hudri r.a’dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Bir mü’min yorgunluk, hastalık, keder, hüzün ve eziyete uğradı mı, mutlaka Allah’u Teala bunu onun günahlarına kefaret kılar. “

                                                                                        Ahmed Müsned : 3 / 4.38.61-10624.n

“ … Aişe r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mü’min hastalandığı zaman, körüğün demirin pasını, pisini temizlediği gibi, hastalıkta onun günahlarını öyle temizler. “

                                                                                                    Suyuti Camiu’s Sağir : 1.c.259.n

"Ebu Musa r.a dan. Rasulullah s.a.v buyurdular ki : Şu ümmetim merhamete nail olmuştur, ahirette azap görmeyecektir. Onun azabı dünyada iken ağır imtihanlar, zelzeleler, öldürülmeler ve belalardır. “

Ebu Davud : 5.c.4278.n Ahmed : 4 / 410 – 418 – Camiu’s Sağir : 1.c.940.n – el Albani Silsiletü’s Sahiha : 2/684 – 959.n

10 = KULUN  İMTİHANI,  İMANININ  DEĞERİNE VE DERECESİNE GÖREDİR   

Müslümanın imtihan olayından faydalanacağı diğer bir husus da, dindarlığının ve günahkarlığının derecesini tahmin etmesidir… Çünkü  musibet ve belaların büyüklüğü ve küçüklüğü, kişinin imanına göre tecelli eder.

“ … Aişe r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle  buyurdular : “ Salih kişiler üzerinde sıkıntı ağırlaşır …… “

                            Ahmed :  6 / 160 - Hakim  : 4 / 320 – el Albani Silsiletü’s Sahiha : 43.n

“ … Enes r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mukafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir kavmi severse onları imtihan eder ; rıza gösteren rıza bulur, kızgınlık gösteren de kızgınlık bulur. “

Tirmizi : 4.c.2507.n – İbni Mace : 10.c.4031.n

“ … Sa’d bin Ebi Vakkas r.a dan. O şöyle demiştir : Ben  Rasulullah  s.a.v’e :
- Ya Rasulallah ! hangi insanların başına gelen bela ve musibetler daha şiddetli olur ? dedim. Resulullah s.a.v :

- Peygamberler. Sonra, sırasıyla Allah katında rütbece en üstün olanlardır, buyurdular. - Ve devamla buyurdu ki - : Kul, dindarlığının keyfiyetine göre belaya uğrar. Eğer dininde kuvvetli ise, belası da o derece şiddetli olur. Şayet imanında gevşeklik ve zayıflık varsa, o derecede de bir bela ve müsibete uğrar. Unutmayın ki Bela kuldan ayrılmaz. Ne zaman ki kul, üzerinde hiçbir günah kalmayarak yeryüzünde dolaşmaya başlarsa, işte o zaman bela da onun peşini bırakır. “

İbni Mace  : 10.c.4023.n - Tirmizi  :  4.c.2509.n - Darimi : 6.c.2786.n - Hakim : 1 / 40 -  41 – el Albani Silsiletü’s Sahiha : 43.n - Ahmed : 1 / 172-174

“ … Enes r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Allah yolunda bana sıkıntı verildiği kadar hiç kimseye verilmemiştir. }

Camiu’s Sağir : 3.c.3378.n – el Albani Camiu’s Sahih : 5567. 5568

Evet değerli kardeşlerim … ! zikredilen delillerde de ifade edildiği gibi, inananlar imanlarının keyfiyetine göre bir takım bela ve musibetlere maruz kalabilirler… Bu bela ve musibetlere rıza gözterenler rıza bulur, kızgınlık gösterenler de kızgınlık bulurlar…

Zikri geçen deliller yine bizlere, Allah’u Azze ve Celle’nin sevdiği kullarını bir takım musibet ve belalarla imtihan ederek, onları temizlemek istediğini, bununla beraber yine, bu musibet ve belaların müslümanın günahlarına kefaret olacağını da açıkça haber vermektedir…

Bununla beraber Allah Rasulü s.a.v’in şu hadisi  şerifleri de gösteriyor ki, kul bu musibet ve belalar karşısında sabır ve mukavemet gösterdiği sürece, Allah katında değeri ve derecesi artacaktır…

“ … Aişe r.anha dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular :  Salih kişiler üzerinde sıkıntı ağırlaşır. Bir mü’mine bir diken batar veya ondan daha büyük bir sıkıntı kendisine isabet ederse, bununla o kimsenin bir hatası silinir ve bir derece de makamı yükseltilir. “

Ahmed Müsned : 6 / 160 – Hakim : 4 / 320 - el Albani Silsiletü’s Sahiha : 4.c.1610.n

       Son söz olarak Allah’u Azze ve Celle’den niyazım ;

-- Özellikle ve öncelikle bizlere şaibesiz bir iman nasibetsin…
-- Bizleri altından kalkamayacağımız şeyle imtihan etmesin …

-- Bizlere, imtihan karşısında imanını muhafaza etme gücü versin …

 رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْراً كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ  تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ  وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا  وَارْحَمْنَا  أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

“ … Rabbimiz ! bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz ! bize gücümüzün yetmeyeceği şeyleri de yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı ! . Sen bizim mevlamızsın, kafirlere karşı bizlere yardım eyle. “   Bakara : 286.Ay

Değerli kardeşlerim … ! sohbetime son vermeden önce, şu önemli noktayı sizlere hatırlatmayı faydalı görüyorum ;

“ Unutmayınız ki imtihan konusunda basiretli bir müslüman hiçbir zaman olayın kendini temize çıkaracak kısmını düşünerek, ben günahsızım, ben temizim, ben masumum, dolayısıyle bu musibet ve belalar sacede ve sadece benim değerimin ve derecemin artması için yapılan bir imtihandır diye düşünmez ve bu gibi lafları da söylemez... Şuurlu bir Müslüman, her musibet ve bela karşısında kendini suçlu görmeli, kendini kınamalı ve ; “ kim bilir ben ne kabahat işledim, ne günaha daldım ki bu musibet ve belalar gelip beni buldu “ demeli ve hiç bir zaman nefsini temize çıkarmamalıdır …

 

                                                                                                Tacuddin el Bayburdi

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol